Beşi kız sekiz çocuk, Kerkük'teki Taşfırat Cezaevi'nde anneleriyle birlikte yaşamak zorunda bırakıldı. Çocuklar, yaşadıkları içler acısı psikolojik ve sağlık koşullarına rağmen akrabaları, onları kucaklamayı reddediyor.
7 aylık ile 12 yaş arasında değişen 8 çocuğun anneleri, “hırsızlık, uyuşturucu ticareti ve fuhuş” gibi çeşitli suçlardan tutuklandı.
Çocukların yaşadıkları yer uygun değil, yaşadıkları iki odadan günde yarım saat açık havaya çıkmalarına izin veriliyor ve yetersiz beslenme ve giyecek sıkıntısı çeken çocukların hiçbir devlet kurumu yardım etmiyor.
KirkukNow’a konuşan ve rumuz isim kullamayı tercih eden hapisteki mahkum kadınlardan birinin kaynanası Nesim Ali, “Ailemize utanç getirdi, dokuz yıl önce tutuklandığında onu ailemizden olmasını reddetmeye karar verdik. O zamandan beri onu ziyaret etmedik veya dört çocuğunu görmesine izin vermedik, bizim için gelinimin hikayesi bitti” diyor.
Nesim'in gelini beş çocuk annesi, dördüne kendisi bakıyor. 12 yaşındaki kızı ise annesi tutuklandığında 3 yaşındaydı onunla hapiste kalıyor.
Bir suç işledi ve kızı bu yüzden mağdur oldu
Nesim, "O ve kızı dokuz yıldır cezaevinde. Onlar hakkında tek bildiğimiz hâlâ hapiste oldukları, suç işlediği ve kızının bu yüzden mağdur olduğudur. O kızı da artık istemiyoruz.... Gelinin ailesi bile kızlarını bir daha görmek istemiyor”dedi.
Nesim, gelininin suçunu açıklamadı ve gerçek adının yayınlanmasına izin vermedi, ancak kendisine göre, gelini hakkında dediği gibi henüz bir karar çıkmadı. “Gelinimi kurtarmamızı istediler ama biz ve ailesi bunu reddettik, o yüzden hala hapiste."
Başka bir kadın mahkûm ise dört yaşındaki çocuğuyla birlikte cezaevinde kalıyor. Söylendiğine göre eşinden ayrıldıktan sonra kendisini ziyaret edecek veya çocuğuna bakacak kimseyi bulamamış.
Bu kadının kuzeni Leyla Ali’de şunları söyledi:
“Kuzenim hırsızlıkla suçlandıktan sonra 11 aydır cezaevinde ve davası henüz sonuçlanmadı...Çocukta bir kaç gün hapis yattı. Tutuklamanın başında çocuğunu dışarı çıkardılar ama kimse çocuğa bakmak istemediği için tekrar cezaevine gönderdiler...Çocuğun durumu hakkında hiçbir bilgimiz yok ama cezaevi bu çocuklar için uygun değil.”
Kerkük polis istatistiklerine göre Kerkük'teki Tesfirat olarak adlandırılan cezaevindeki iki küçük salonda anneleriyle birlikte yaşayan sekiz çocuk var.
İki odadan birinin alanı 60 metrekare, diğerinin alanı 12 metrekare olup, sekiz çocuk ve annelerine ayrılmıştır.
Tuvaletler odalarla iç içe, bazı kadın mahkumlar tuvaletlerin önünde yerde yatıyorlar
Kürdistan Kadın Birliği Kerkük Şubesi Başkanı ve kadın hakları aktivisti Jiyan Hemid, "Cezaevi içler acısı durumda, odaların bazı duvarları yıpranmış ve kirli, tuvaletler odalarla iç içe, hatta bazı kadın mahkûmlar tuvaletlerin önünde yerde yatıyor" diye konuştu.
Kerkük polisi, çocukların günde sadece yarım saat cezaevi bahçesine çıkmalarına izin veriyor.
Hapishaneyi zaman zaman ziyaret eden aktivistler arasında yer alan Jiyan Hemid, "Bu iki oda arasında gardiyanların bulunduğu sadece küçük bir koridor var, hepsi erkek ve kadınları izliyorlar” diyor.
Hapishane odalarından birinde yedi aylık bebeğiyle kalan mahkûmun takma adı Şirin Emin’dir.
Jiyan Hemid, "mahkumların durumunun çok kötü olduğunu ve bu iki odaya daha fazla mahkum eklendiğini" söyledi.
"Bir önceki ziyaretimde Şirin bebeğini emzirebilmek için süt şişesine süt yerine su koymak zorunda kaldığını gördüm..."diyen Jiyan, "Bu kadının suçu bu şekilde acı çekmesi için büyük değildi, ama onun sorunu anne ve babasının ilgisizliği ve reddetmesiydi. Davası çözülene kadar çocuğuna iyi bakılması gerekiyordu" dedi.
Kürdistan Kadın Birliği'nden edinilen bilgiye göre, uyuşturucu ticareti ve fuhuş çetelerine karışma suçlarından hapis cezasına çarptırılan kadınlar, daha hafif suçlar işleyen kadınlarla birleştirildi.
Jiyan Hemid, konuyla ilgili olarak, şunları söyledi:
“Kerkük Emniyet Müdürlüğü'nden çocuklarıyla birlikte olan kadınlara başka bir yer tahsis edilmesini veya işledikleri suçların ağırlığına göre ayrılmasını defalarca istedik ama taleplerimize kulak veren yok.
Genelde bu çocuklar parmaklıklar ardındaki hayatı bilmiyorlar, sefil bir psikolojik durumda yaşıyorlar, ziyaretlerimizde onları aradığımızda korkup kaçıyorlar...Her iki odada da tek televizyon var. Programların çocuklarla hiçbir bağlantısı olmayan tek bir kanal açık. Bu çocuklar bu parmaklıklar ardındaki hayat hakkında hiçbir şey bilmiyorlar, kötü bir psikolojik durumda yaşıyorlar.
Tesfirat hapishanesi, mahkeme davalarıyla ilgili bir karar verene kadar belirli bir süre gözaltında tutulan kadınlar için bir hapishanedir. Ancak kadın aktivist Jiyan’ın konuştuğuna göre, bazılarının mahkeme kararını beklemek için yaklaşık 10 yıl geçirdiğini, bazılarının ise çocuklarıyla birlikte mahkeme kararını beklediğini kaydetti.
Kerkük polisi KirkukNow ekibinin tutukluları ziyaret etmesine izin vermezken, Jiyan, "O hapishanede kadın ve çocukları ziyaret etmeye devam ediyoruz. Oradaki çocukların hayatı gerçekten felaket... Fuhuş çeteleri ve uyuşturucuyla iç içeler, günlük hayatın gereklerinden yoksunlar" ifadelerini kullandı.
Kerkük Polis Sözcüsü Amir Nuri, “Bu çocukları kurtarmanın bir yolu yok, aileleri onları kabul etmeyi reddediyor ve sokakta dolaşmalarına izin veremeyiz. Kerkük'te sahiplenmeyen çocuklar için kalacak özel bir merkez yok. Hapishane asla çocuklar için uygun değildir. Bazı aileler çocukların bakımını üstleniyor, ancak birçoğu bu çocukları kabul etmiyor" dedi.
Kerkük polisi,hayırseverler aracılığıyla çocukların süt, bebek bezi, yiyecek ve giyecek gibi bazı ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kerkük Polis Sözcüsü, "Adalet Bakanlığı, müdürlüğümüze çocuklar için gıda maddesi göndermiyor, sadece pirinç ve et suyu sağlıyor ve çocukların çoğu bu yiyecekleri sevmiyor. Süt ve diğer bazı gıda maddelerine ihtiyaç duyuyor" dedi.
Kerkük'te evsizler için özel bir ev var, ancak sadece bir veya iki ebeveynini kaybeden çocukları kabul ediyor ve onlara bakacak kimse yok, bu nedenle Kerkük'teki Taşfırat hapishanesindeki sekiz çocuğu almıyor.
Kerkük Çalışma ve Sosyal İşler Dairesi Müdürü Wathiq Cuburi KirkukNow’a, "Tutuklu çocukların işleri bizim yetki alanımızda değil. Durumlarını bilmiyoruz ve onlar için hiçbir şey yapamayız” dedi.
15 yıl boyunca İnsan Hakları ve Çocuk İşleri Komisyonu başkanlığını yürüten Kerkük İl Meclisinin eski bir üyesi olan Cıwan Hasan ise şunları söyledi:
“Yasa bu çocukların anneleriyle kalmasına izin verdi, ancak bu çocukların anneleriyle birlikte kalmasına izin veren bir daire yok. Adalet ve İçişleri Bakanlıkları cezaevi yetkilileri olarak bu çocukların dosyasına mesafe koysalar bile bu çocukların hayatlarını takip etme sorumlu olmaları gerekiyor. Şu anda ve Parlamentonun il meclislerinin çalışmalarını askıya alması nedeniyle departmanların çalışmalarını takip eden bir organ yok ve bu da başka bir felaket.
Bu çocukların karşı karşıya oldukları en büyük sorun, bilinmeyen bir geleceği beklemeleridir.Çünkü annelerinin davalarının sonuca bağlanması kefile ihtiyaç var hiçbir kesim bunu üstlenmiyor.”
2019 yılının sonlarında Kerkük İl Meclisi, bu çocukların cezaevi dışında bakımı için özel bir merkezin açılmasını talep etti. Ancak Ciwan'a göre, bu talebin, konuyla ilgili olduğu gerekçesiyle kabul edilmediği, 2019'un sonlarında yayınlanmasından önce, Kerkük İl Meclisi tarafından kabul edilmediğini bu yasanın çıkarılması gerektiği görüşündedir.
2018 tarihli tutuklu ve mudi reformu yasasına göre, bebeklerin anneleriyle birlikte cezaevinde kalmasına izin veriliyor ve çocuklar için, bakımda olmadıkları zamanlarda bakımları altında olan kalifiye personel tarafından denetlenen çocuklar için bir kreş sağlanmasını öngörüyor.
Kerkük mahkemesi avukatı Ari Cabbari, "Yasalar, çocukların beş yaşına gelene kadar annelerinin yanında kalmasına izin veriliyor" dedi.
Birleşmiş Milletler tarafından onaylanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 16. maddesine göre her çocuğun özel hayatın gizliliği hakkı vardır. Kanun, çocukların mahremiyetini korumalı ve ailelerini, evlerini, iletişimlerini ve itibarlarını herhangi bir saldırıdan korumalıdır.
Kürdistan Kadın Birliği Kerkük Şubesi Başkanı Jiyan, alınan kararlar ve yasalar ne olursa olsun Kerkük'te sekiz çocuğun hayatının tehlikede olduğunu belirterek, “Anneleri, içinde yaşadıkları psikolojik koşullar nedeniyle onlara bakma yetilerini kaybetmenin eşiğinde” uyarısında bulundu.