Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Şengal’e operasyon yapabileceklerine dair tehditinin ardından, ilçedeki yüzlerce aile Duhok’taki kamplara tekrar dönmek için ilgili kurumlara başvurdu.
Recep Tayyip Erdoğan, 22 Ocak’ta Cuma namazını kıldığı İstanbul Üsküdar'daki Kerem Aydınlar Camisi’nin çıkışında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlamıştı.
Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Irak'a yaptığı ziyaret anımsatılarak, “Eğer Irak hükümeti bizden destek isterse desteğe hazırız” demişti.
“Bunu Sincar'a yönelik ortak operasyon sinyali olarak yorumlayabilir miyiz?” şeklindeki bir soru üzerine Erdoğan, ortak operasyonları zaten her zaman yapmaya hazır olduklarını belirterek, “Her zaman benim bir sözüm var. Nedir? Bir gece ansızın gelebiliriz. Olay budur” yanıtını verdi.
6 ay önce göçmen kampından Şengal’e dönen Ekrem Mişko Xıdır, Türkiye Cumhurbaşkanının basın ve sosyal medyada yer alan açıklamasını okuduktan sonra, kampa geri dönmek için Duhok Valiliği yönetimine başvurduğunu söyledi.
KirkukNow’a konuşan Ekrem Mişko Xıdır, “Kötü koşullarda yaşıyoruz, savaşın patlak vermesinden korkuyoruz. Türkiye, Şengal’e saldırabilir ve tekrar göçmen hayatı yaşayacağız” dedi.
Irak Göç ve Göçmenler Ofisi Duhok Şube verilerine göre, Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasının ardından 100 kişi kamplara geri dönmek için şubeye başvururken, Kürdistan Bölgesi Hükümeti İçişleri Bakanlığı’na da 200'den fazla kişi kampa geri dönmek için başvurdu.
Bölgelerine geri dönenlerin dosyası kalıcı bir şekilde kapatılıyor
Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığı Duhok Şube Müdürü İskender Muhammed Emin, KirkukNow’a konuşa ilişkin şunları söyledi:
“Bu 100 kişi, Türk yetkililerinin tehditlerinin ardından kamplara geri dönüş talebinde bulundu...Bu ailelerin kabul edilmesi, Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı’na bağlı, çünkü kampları onlar denetliyor.
Menşe bölgelerine gönüllü olarak dönen göçmenlerin dosyaları kalıcı olarak kapatıldı. Aylık yardımı onlara daha önce olduğu gibi dağıtmayacağız. Bir tek istisna dışında, o da belirli tarafların tehditlerinden dolayı kampa gelenlerdir.”
Geri dönenlere dair karar alınmadı, görüşmelere sürüyor
Kampları doğrudan denetleyen Kürdistan Bölgesi Ortak Kriz Koordinasyon Merkezi Medya Direktörü Karwan Zeki ise, "Bizim aracılığımızla, Şengal’de 200'den fazla aile, ilçedeki istikrarsızlık ve güvenlik nedeniyle geri dönmek istedi…Dönmek isteyenler hakkında henüz bir karar almadık. Ancak bu konuda STK ve ilgili kurumlarla görüşmelerimiz sürüyor” ifadelerini kullandı.
Şengal, mevcut silahlı güç ve gruplar arasındaki çatışmanın yanı sıra Erbil-Bağdat arasındaki anlaşmazlığın ortasında kaldığı gibi son dönemlerde Türkiye’nin de aralarında olduğu dış ülkelerinde tehditiyle de karşı karşıya kalmış durumdadır.
Son iki yıl içinde Türkiye, Şengal’de "PKK unsurlarının” olduğu gerekçesiyle bölgeyi defalarca hedef aldı.
Ekim 2020'de imzalanan Bağdat-Erbil Anlaşması, “Şengal bölgesinde istikrarı yeniden tesis etmeyi ve durumu normalleştirmeyi” amaçlayan, “idari, güvenlik ve hizmet” başlıklarında üç ana eksenden oluşuyor.
Anlaşmanın ikinci fıkrasında ilçe merkezindeki güvenlik dosyasının yerel polis, Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı'na emanet edileceği, federal hükümetin silahlı kuvvetlerinin ise ilçe sınırlarında konuşlandırılacağı belirtiliyor.
Şengal halkından İç Güvenlik Kuvvetleri'nden 2 bin 500, Şengal sakinlerinden bin ve kamplarda yerlerinden edilmişlerin bin 500 üyesinin atanmasına karar verildi. Ancak güvenlik dosyası şu ana kadar ast güç gönderilmesi dışında bu noktalara göre yeniden düzenlenmedi.
Güvenlik dosyası yerine sınır bölgelerinde konuşlandırılan anlaşma kapsamında 19 Kasım 2020'de Kerkük'ten Şengal’e Federal Polis aktarıldı.
Asayiş’ten binden fazla personelin bulunduğu Şengal Direniş Birlikleri'ne bağlı Ezidhan güvenlik güçleri, Şengal’de ilçe merkezindeki karargahlarını boşaltmayı reddediyor.
Anlaşmanın üçüncü aşaması, Şengal yeniden inşası ile ilgili IŞİD'den geri alınmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, çoğu ev ve kamu binası hala yıkılmış durumda.
Hizmet eksikliği ve güvenlik sorunları, başta Kürdistan Bölgesi'ndeki toplam 700 bin yerinden edilmiş insanın yüzde 30'unu oluşturan Ezidiler, başta olmak üzere yerinden edilmişlerin dönüşünün önündeki en büyük engeller arasında yer alıyor.
Şengal’i temsilen halen iki kaymakamlık görev yapıyor. Bunlardan biri Kürdistan Demokrat Partisi'ne (KDP) bağlı Duhok’ta ikamet Mehma Halil ve PKK ile Heşdi Şabi’ye yakın gruplar tarafından desteklenen Şengal’de yaşayan ve görevi vekaleten yürüten Fehd Hemid’tir.
Kampa almazlarsa kamp dışında yaşayacağım
Bölgede yaşanan gelişmeler, Şengal'e bağlı Kohbel köyüne döndükten 6 ay sonra kampa geri dönme talebinde bulunan Ekrem Mışko, “Bizi kamplara almayı reddederlerse, Duhok'a gidip kampların dışında yaşayacağım...Ailemin hayatını tehlikeye atmak istemiyorum” dedi.
Çoğu Dohuk vilayetinde bulunan kamplarda yaşayan 200 binden fazla yerinden edilen Ezidi, güvenlik koşulları ve eksikliğinden dolayı menşe bölgelerine dönme konusunda hâlâ isteksiz.
Ezidi göçmenlerin barındığı Duhok'taki Hanke Kampı Sorumlusu Elu Keçel, “Her gün Şengal’de 3-4 aile beni arayıp kampta almamızı istiyor” sözleriyle durumun ciddiyetini ortaya koydu.
Musul'un 120 km batısında bulunan ve idari olarak Ninova valiliğine bağlı olan Şengal bölgesi, bölge Kürdistan Bölgesi Yönetimi ile federal hükümet arasındaki tartışmalı alanlardan biri olarak kabul ediliyor.