Irak'ın başkenti Bağdat’ta yüzlerce yıldır Ezidiler varlık göstermesine rağmen kendilerine tapınak bulunmamasına şaşıran Saman Hadır, "Bağdat'ta gerçekten var mıyız?" diyor.
Saman Hadır, IŞİD’in Ağustos 2014'te Ezidilere karşı gerçekleştirdiği soykırım ve şehrinin kontrolünü ele geçirmesinin ardından Şengal’den Bağdat'a gelen 34 yaşındaki Ezidi bir adam.
KirkukNow’a konuşan Hadır, “bir dinin varlığı, kendi özelliklerinin, özellikle de dini ritüelleri uygulamak için tapınak ve kutsal mabedlerin varlığı anlamına geldiğini" belirterek, "Bağdat'ta Ezidi dinine dair herhangi bir tapınak veya kültür merkezi bulamadım. Ancak başkent Bağdat'ta Diyanet İşleri Bakanlığında Ezidilere ait bir ofis bulunmaktadır. Bu tam anlamıyla bir ‘paradoks’ aslında” diye konuştu.
Tanınan bir dinin varlığı, içinde dini ritüelleri uygulamak amacıyla kendi simge yapılarının, özellikle tapınakların varlığı anlamına gelir.
7 yıldır Bağdat'ta çalışan 27 yaşındaki Ezidi genç Kawa Şemo, Bağdat’ta Ezidi bayramlarını kutlamak ve dini etkinliklere katılmaktan mahrum bırakıldı.
Ezidiliğin, kökeni M.Ö’ye dayanıyor. Irak'ta resmi olarak tanınan bu dine bağlı, 550 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. Ancak bunların 100 bini IŞİD’in saldırısıyla göç etmek zorunda kaldı.
Nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şengal bölgesi gibi Ninova Valiliği'nin Şeyhan, Başika ve Duhok Valiliği'nin birçok bölgesinde olduğu gibi, başkent Bağdat ve Irak'ın diğer bölgelerinde de varlıkları var.
Talepler karşılanmıyor
Ezidi bileşeninden Bağdat'ta yaşayan araştırmacı Haldun Salim Al-Nisani, "Bağdat'taki Ezidi İşleri Genel Müdürlüğü’nden bir Ezidi kültür merkezi olarak defalarca bir arsa elde etmeye çalıştı, ancak bu gerçekleşmedi” dedi.
Al Nisani, Bağdat’ta yaşayan Ezidilerin sayısı üç binden fazlaya ulaşmasına rağmen, Bağdat'ın herhangi bir Ezidi tapınağından yoksun olduğunu ekledi.
"Başkent Bağdat'ta tüccar, esnaf, işçilerin yanı sıra 80 Ezidi aile var" diyen El-Nisani, "Geçmişte bundan çok daha fazla Ezidi vardı” diye konuştu.
Irak Parlamentosu üyesi Ezidi bileşeninden Temsilci Haleda Halil, başkent Bağdat'ın Ezidilerin ibadetlerini yapmaları için herhangi bir merkezden bağımsız olduğunu doğruladı.
Bunu Laleş Tapınağının merkezi ve bu yöndeki önemine bağlayan Halil, çünkü çeşitli il ve şehirlerden Ezidiler buraya hac ziyaretleri yapmanın yanı sıra bir yandan orada dini törenleri yapıyor.
Laleş Tapınağı, Ezidiler için en önemli kutsal mekandır. Ayn Sifni yakınlarındaki dağlık bir alanda (Musul şehrinin yaklaşık 60 km kuzeydoğusunda) yer alan tapınak, Ezidi Dini Ruhani Konseyi'nin karargahını içerir.
İbadetlerin uygulama özgürlüğü anayasa ile güvence altına alınmıştır
Aktivist Ayub Hasan, "Bugün Ezidi, davasına yönelik tüm yerel ve uluslararası sempatiye rağmen, hala marjinal bir görüş hakim” diyerek, sözlerine şunları ekledi:
“İnsanları tecrit etme, sonra halkın bileşenlerini her birinden izole etme sisteminin gölgesinde yaşadığı uzun bir dönemin ardından özgürlüklerin hala sallantıda olduğu ve demokrasinin hakim olmadığı bir ülkedeyiz. İkinci olarak ve ardından sınıf ve ayrımcılığın sırayla yerleştirilmesidir.”
Bileşenler arasındaki güveni yeniden inşa etmek için daha büyük sorumluluk gerekiyor.
Irak anayasası, ikinci fıkra, ikinci maddesinde ifade edildiği gibi, "Hristiyanlar, Ezidiler ve Sabie-Mandai gibi tüm bireylerin inanç özgürlüğü ve dini uygulamalara yönelik tam dini haklarını garanti ettiğini" belirtmektedir.
Anayasada ayrıca hak ve özgürlükler bölümünde, Madde 43'te devletin ibadet özgürlüğünü ve yerlerinin korunmasını güvence altına aldığını belirttiği için dini inanç özgürlüğünün geliştirilmesine vurgu yaptı.
Başkent Bağdat'ta Ezidileri canlandıracak özel bir yer olmadığı için Kawa Şemo, Ezidi bayramlarını ve olaylarını kutlamak için evindeki Ezidi bileşeninden arkadaşlarıyla bir araya gelmek zorunda kalıyor.