Yusuf, gözyaşları ve üzüntü içerisinde babasının tekrar eve gelmesini bekliyor. Yusuf, babasının tekrar eve dönüp, çarşı, pazar onunla gezeceği günleri umutla bekliyor.
Yusuf'un babasından altı yıldır haber alınamıyor. Ne Yusuf ne de ailesi babasının öldüğü fikrini kabul etmek istemiyor. Yusuf’un ailesi babasının kaderini öğrenmek için kapısını çalmadıkları sorumlu kalmadı neredeyse.
Hayatının yarısını babasının geri dönmesini bekleyen 11 yaşındaki Yusuf, “Babamı geri gelmesi için Allah’a her gün yalvarıyorum” diyor.
Yusuf ve Hawyar'ın (9) babası Kusay Ali, Amerli-Süleyman Bey karayolunda üç arkadaşıyla 9 Mayıs 2015 yılından kayıplara karıştı.
O zamandan beri Kusay Ali ve üç arkadaşının kaderi hakkında hiçbir şey bilinmiyor.
Kusay Ali, Kenan Neman, Halid Cemal ve Fayz Cuma, Irak Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı 2. Tugayı'nın 3. Alayı’nda görev yapıyorlardı. 3 askeri görevli, Bağdat'taki görevlerini yerine getirmek için geri dönüyorlardı.
Bu askeri güç, Celal Talabani'nin 2005 yılında Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesinden bu yana cumhurbaşkanlığını koruma görevini üstlendi.
Kusay’in eşi Dilpak Gazi, "Kusay, Bağdat'a gelene kadar beni sürekli arardı, onun için endişelenmemek için. Amerli - Süleyman Bey arasındaki bölgeye gelişinde bağlantı kesildi ve cep telefonu kapatıldı” dedi.
O günden beri eşi ve arkadaşlarından haber alamadıklarını söyleyen Dilpak, "Altı yıldır acı içinde yaşadık. Altı yıldır evimde mutluluğu tatmadım, o zamandan beri geleceğini ümit ederek kapıya baktım. Bize geri geleceği günü bekledik. Sesini tekrar duymayı umut ediyoruz” diye konuştu.
Kusay, daha önce Kelar ilçesinde ailesiyle birlikte yaşıyordu. Dilpak eşinin kaybolmasından sonra Dakuk ilçesine ailesinin yanına taşındı.
Dört koruma personelinin ortadan kaybolduğu dönemde Fuad Masum Cumhurbaşkanıydı ve Cumhurbaşkanlığı web sitesinde kayıp dört kişiyle ilgili kısa bir açıklama dışında herhangi bir haber yayınlanmadı.
22 Mayıs 2015 tarihinde yayınlanan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı'nın İran İslam Cumhuriyeti'nden "Kimliği belirsiz kişilerce kaçırılan" Cumhurbaşkanlığı'na bağlı dört koruma personelinin serbest bırakılması yönündeki arabuluculuk talebini reddettiği belirtildi. Kaçırılan dört kişinin akrabaları birden fazla kez Cumhurbaşkanlığı yetkilileriyle görüşmeye çalıştı ancak tüm cabaları boşa çıktı.
Dönemin Cumhurbaşkanını dört kez ziyaret ettik ama bizi kabul etmedi
Kusay'ın amcası Gazi Gafur, “Dönemin cumhurbaşkanını dört kez ziyaret ettik, ancak bizi kabul etmedi. Çalmadığımız sorumlu bir kapı bırakmadık ama tüm çabamız sonuçsuz kaldı” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Koruma Özel Tugayı'ndan yetkililerle görüşmeye çalıştık ancak ilgili yetkililer bu konuda dönüş yapmadı.
Dakuk, Mayıs 2021, Kusay'ın eşi Dilpak Gazi, kocasının kaçırılmasının ardından çocuklarıyla birlikte babasının evinde kalıyor. Fotoğraf: KirkukNow
Dilpak Gazi, "Çocuklarım büyüdü ve her zaman babalarına ne olduğunu soruyorlar, onlara ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Büyük oğlum hatıra defterine babasının eve geleceğini hayal ettiğini ve onunla pazara gideceğini günleri sabırsızlıkla beklediğini yazmış” diyerek, ailesinin zor koşullarda yaşadığını ve eşinin kayıp olmasından dolayı şu anda kocasının maaşının yarısını aldığını söyledi.
Irak Parlamentosu tarafından 1980 tarihli 78 sayılı Küçüklerin Refahı Yasası uyarınca mahkeme, ölüm emri çıkarırsa veya kaybının üzerinden dört yıl geçmişse kayıp kişi ölü kabul ediliyor.
Kayıp dört kişiden biri olan Kenan Numan’ın ailesi de çocuklarının akıbetinden endişe ediyor.
Kenan kardeşi, Meriwan Numan "Dört aile de onları şehit olarak görmeyi reddettiler, çünkü onların geri dönmesini umuyoruz" dedi.
Kenan Numan (45) evli ve Kelar ilçesinde yaşıyordu.
KirkukNow’a konuşan Meriwan Numan, “Altı yıldır acı içindeyiz, evimizde geçen her gün bir ölüm günü olarak kabul ediliyor, çünkü onun hayatta olup olmadığını bilmiyoruz" diyerek, soruşturmalar sonuç vermedi ve kanunun onlar için hiçbir şey yapmadığını vurguladı.
Dört koruma görevlisinin ortadan kaybolmasından günler sonra, yakınları kimliği belirsiz kişilerden telefon aldı ve serbest bırakılmaları karşılığında meblağda para talep etti.
Kayıpların aileleri, arayanların kendileriyle Arapça konuştuklarını, ancak kaçıranların kimlikleri ve ait oldukları kişi hakkında herhangi bir bilgi vermediklerini belirtti.
Kimliği belirsiz kişiler, dört kişinin serbest bırakılması karşılığında bir milyon dolar talep ettikleri belirtildi.
Meriwan Numan, "Sekiz gün sonra, o telefon görüşmesinden kardeşimin sesini duydum, ancak sesinin kaydedildiği açıktı, çünkü o sadece konuşuyordu ve bizden taleplerini yerine getirmemizi istedi. Belirtilen miktar çok fazlaydı” diyerek, sözlerine şunları ekledi:
“Ailem her şeye rağmen 40 bin dolar topladı ve anlaşmaya göre bu miktarı Al-Halis şehrine gönderdik. Parayı aldılar ve kardeşim serbest bırakılmadı.”
Diğer üç kayıp kişinin aileleri de fidyeyi ödemelerini isteyen birkaç kez telefon aldıklarını doğruladılar.
Kusay'ın amcası Gazi Gafur, “Farklı yerlere para gönderdik ve bazen telefon görüşmelerinde yapmamız istendiği gibi belli yerlere bıraktık. Kifri yolunda blok, ama kimse miktarı almaya gelmedi ve kayıplar hakkında hiçbir şey duymadık” diyor.
Olaydan sorumlu güvenlik yetkililerinin tamamı telefon görüşmelerinden haberdar edildi, ancak kaçıranlara götüren ipuçlarını bulamadılar.
Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanlığı İkinci Tugay'ın üçüncü alayı soruşturma ve takip için bir ekip oluşturdu, ancak kayıpların akıbeti hakkında bilgi edinmeyi başaramadı.
Numan, "Hükümet ve yetkililer bu konuda yetersiz kalıyor, taleplerimize kulak vermediler" dedi.
Kayıp dört kişinin aileleri, kayıplarının kaderini öğrenmek için bekliyorlar, böylece çocukları en azından içinde yaşadıkları kaygının üstesinden gelebilsinler.
Mevcut Irak Cumhurbaşkanlığı ile temasa geçildi, ancak olayın ayrıntılarından haberdar olmadıkları gerekçesiyle açıklama yapmayı reddettiler.
Kusay’ın eşi Dilpak Gazi, iki çocuğuyla yaşarken, Cumhurbaşkanlığı ve yetkililerden eşini bulmaları çağrısında bulunuyor.
