Maddi olarak zor durumda olan Ziya Celil, bir yardım kurumunda çalıştığını iddia eden bir grubun 100 dolar ve bir torba un karşılığında tüm resmi belgelerini verdi.
Olay yedi yıl önce oldu, ancak etkisi şimdi ortaya çıktı. Kimliği belirsiz kişilerin belgeleri ve Ziya Celil’in imzasını kullanarak bankadan 47 milyon Irak dinarından fazla borç aldığı tespit edildi.
KirkukNow'a konuşan Ziya Celil, “Karektersiz insanların bizim adımıza ve resmi belgelerimize göre bankadan para çekip ardından kaçtığını bilmiyorduk”dedi.
Kerkük'ün Al-Uruba Mahallesinde ikamet eden Ziya, aynı mahallede 30'a yakın kişi daha, bir hayır kurumunda çalıştığını iddia eden kişilerin bankadan kredi çekmek için resmi belgelerini kullanmaları sonucu "dolandırıldı."
Biz altı kişilik bir aileyiz, her birimiz adına 18 milyon dinar borç aldılar.
Üç tekerlekli motosiklet ile eski ev eşyalarını alıp satarak geçimini sağlayan Ziya, “Bu kadar parayı kendi kazandığımla nasıl ödeyeyim...Kiralık evde oturuyorum, bu parayı almadım. Bu miktarı görmedim...Bu miktarın dörtte birini bile ödeyemem”diye konuştu.
Olaydan yıllar sonra Kerkük'teki bazı devlet bankaları vatandaşlara bankalardan aldıkları kredi tutarları hakkında bildirimde bulunarak kredilerin geri ödenmesi için bir tarih belirlemelerini istedi, aksi takdirde yasal sorumluluğa tabi tutulacaklar.
Edinilen bilgiye göre, olay sadece Kerkük'ün merkezindeki Al-Uruba Mahallesinde gerçekleşti. Kurbanların bir kısmı kendi adlarına 25 milyon dinar veya daha fazla borç aldı.
Yine el-Uruba Mahallesinde oturan Kahtan Nureddin KirkukNow’a, “Biz altı kişilik bir aileyiz. Her birimiz adına 18 milyon dinar kredi çekmişler” dedi.
Nureddin Kahtan, “Bu kişiler bir hayır kurumunda çalıştıklarını söylediler. Hem Kürtçe hem Arapça konuştular. Bize yardım dağıtmak için geldiklerini, belge ve kayıtlarımızın birer nüshasını ve yardım formuna el izimizi koymamızı istediklerini söylediler” diyor.
Edinilen göre, Al-Uruba Mahallesini ziyaret edenler herhangi bir organizasyonun adından bahsetmedi ve mahalle sakinleri onlardan kimliklerini veya diğer bilgilerini göstermelerini istemedi.
Ahmed Abud, onlardan aldığı 100 dolar karşılığında büyük bir borçlanmaya girdi ve ekliyor, “Beni içinden çıkılmaz bir sarmala soktular. Yaşananlar yüzünden bir felakete maruz kaldım. Çünkü eşimin kalbi vardı ve olaydan sonra yaşamını yitirdi” diyor.
KirkukNow'a konuşan Abud, “Bu tutarı ödemem imkansız” dedi.
Güvenlik yetkilileri olaydan haberdar ve soruşturma sürecindeler.
Kirkuknow’a konuşan Kerkük Valiliği Polis Komutanlığı Sözcüsü Yarbay Amir Şiwani, “Şehirde iki veya üç dolandırıcı çetesinin varlığına dair bilgimiz var ve polis onları yakından takip ediyor. Son dönemde, polis dolandırıcılığa karışan iki kişiyi tutukladı” diyor.
Şiwani, vatandaşları “daha dikkatli olmaya ve insani ve yardım kurumları adı altında mahalleleri ziyaret eden ve dolandırıcılık yoluyla insanlara zarar verenlere inanmamayı” çağırdı.
Yaşananlar, Irak Ceza Kanunu'nun 456. maddesi uyarınca kanunen cezalandırılabilir bir suç olarak kabul ediliyor.
Al-Uruba Mahallesi sakinleri hükümete bir mesaj göndererek, “dolandırıcılık” ile suçlananları tutuklayarak veya borçlarını ödemekten muaf tutarak sorunlarını çözmelerini istedi.
Avukat Hazar Kakei, “Vatandaşlar bir an önce şikayetlerini kayıt altına almalı ve mahkemeleri bilgilendirmelidir. Dava hakkında Dürüstlük Komisyonu'na da bilgi vermek daha iyidir, çünkü yaşananlar Irak Ceza Kanununun 456. Maddesi uyarınca cezalandırılır” dedi.
Maddede, “Başkalarına ait taşınır malın zilyetliğini kendisine veya başkasına aşağıdaki yollardan biri ile hileli yöntemlere başvurarak, sahte isim veya yanlış sıfat alarak veya ihbarda bulunmak suretiyle teslim eden veya teslim eden kişidir. Belirli bir gerçek hakkında yanlış bir emir, bu kurbanı aldatıyor ve teslim olmasına neden olanlar” yasalarca cezalandırılır.