“Kadına karşı şiddetle mücadele” yasa tasarısı Kerkük’ü ikiye böldü

Kerkük'teki toplantıya çok sayıda aktivist ve hukukçu katıldı. Fotoğraf/Tara Aziz

Tara Aziz

Irak Bakanları Kurulu’nun, Irak Parlamentosu’na sunduğu “Aile İçi Şiddetle Mücadele” yasa tasarısı Kerkük’teki muhalif ve aktivistleri iki gruba böldü.

Aile İçi Şiddetle Mücadele yasa tasarısı, 4 Ağustos'ta Irak Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilerek, parlamentoya gönderildi.

Tasarı, “Özellikle, tehdit altındaki kadınlara sığınma evleri açmayı, aile içi şiddet için özel mahkemeler kurmayı ve zanlıların suçlarının kesinleşmesi halinde gereken cezayı almalarını içeriyor.”

Tasarı neleri kapsıyor?

21 madde ve bendlerden oluşan tasarı, aileleri, özellikle de "toplumun zayıf sınıfı" olarak tanımlanan kadınları ve çocukları korumayı amaçlıyor.

Bakanlar Kurulu tarafından Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı’nın öncülüğünde “Aile İçi Şiddetle Mücadele Yüksek Komitesi adı altında bir yüksek komite kurulmasının yanı sıra, Irak İçişleri Bakanlığı'nda “Ailenin Korunması Daire Başkanlığı” adı altında bir birim eklenerek, aile içi şiddet davalarının görülmesi için özel bir mahkeme kurulacak.

Aile içi şiddet mağdurları için sığınma evleri kurulması şartı

Bağdat ve Kürdistan Bölgesi dışında, Kerkük başta olmak üzere tartışmalı bölgelerde aile içi şiddet mağdurları için sığınma evleri bulunmamaktadır. Tasarı ile hükümet, kadın sığınma evleri açmaya mecbur bırakılıyor.

Tasarı özellikle COVID-19’un ortaya çıkmasından sonra artan, aile içi şiddeti önlemek için de büyük önem taşıyor.

KirkukNow'a konuşan Irak Parlamentosu Süleymaniye Milletvekili Yusira Recep, “Tasarı, henüz Parlamentoda tartışılmaya sunulmadı, ancak şimdiden tasarıya çok fazla itirazın olduğunu söyleyebiliriz" dedi.

Özellikle COVID-19 virüsünün patlak vermesinden bu yana aile içi şiddetin artması nedeniyle çözümün geçmesi için iç ve dış baskı var.

Irak İçişleri Bakanlığı verilerine göre, bu yılın ilk 6 ayında aile içi şiddette 5 binden fazla vaka kayıtlara geçti. Vakalardan, 3 bin 600’ü kadına, 450’si ise erkeğe yönelik şiddet olduğu belirtildi.

Bu yıl nisan ayında, Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı 4 kurumdan, Irak'taki aile içi şiddetin yükselişinden endişe edilen bir açıklama yapıldı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Aile İçi Şiddet yasa tasarısının kabul edilmesi, yakın zamanda eşlere karşı artan şiddet, intihar, kendini yakma ve cinsel saldırı gibi iğrenç vakaların yaşanmasına engel olacaktır. Tasarı, Irak'ta toplumsal cinsiyete dayalı şiddet faillerinin yargılanmasını yardımcı olacaktır.”

Irak Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği'nin, Irak'taki Kadını Güçlendirme Dairesi tarafından yapılan anket, 11 il arasında en yüksek aile içi şiddet vakalarının Kerkük, Duhok ve Ninova'da olduğunu gösterdi. 

Ankete göre, 123 kadın taciz ve tehditler nedeniyle cinayet girişiminde bulunduğunu iddia edildi.

Sadece Ninova’da karantina sürecinde 85 aile için şiddet vakası yaşandı.

Kerkük’te iki zıt görüş

26 Ağustos'ta Irak Parlamentosu yönetiminin kararla ilgili raporun hazırlanması kapsamında, kadın hakları kuruluşlarının ve aktivistlerin görüşünü almak üzere bir araya geldi.

KirkukNow'a konuşan Irak Umut (Hiwa) Derneği Kerkük Şube Başkanı Srud Ahmed, “Bu yasanın aile içinde huzuru sağlayacağını düşünüyorum. Bu yasayla aile fertleri karşılıklı olarak güven besleyecek ve daha huzurlu yaşayacaklardır” dedi.

zhnan.police

Kerkük’te kadın hakları aktivistlerinden protesto: Fotoğraf/ KirkukNow

 

Kürdistan Bölgesi’ndeki yasalardan örnek alınması gerekiyor

Srud Ahmed, “Taslakta bazı düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bunun için de Kürdistan Bölgesi'nin deneyimlerinden yararlanılabilir. Nitekim bu yasaların hazırlanmasında engel ve sorunlarla karşılaşıldı. Bunların göz önüne alınınca daha sağlıklı olacaktır” diye konuştu.

Tasarıda, öngörülen cezalar arasında 3 milyon Irak Dinarı (Yaklaşık 2 bin 500 dolar) ile 5 milyon Irak Dinarı (Yaklaşık 4 bin 200 dolar) arasında değişen mali para cezaları ve bir aydan bir yıla kadar değişen hapis cezaları yer alıyor.

Yasanın varlığı şiddeti önlemede önemli

Irak Umut Derneği’nden ve toplantıya katılan aktivist İntisar Karim, “Tasarının tüm maddelerine yüzde yüz katılmasak da, kabul edilmesini tercih ediyoruz, çünkü şiddeti caydırıcı bir yasa olmadan engelleyemeyiz” ifadelerini kullandı.

Tasarının özellikle, 3 ve 6’ncı maddeleri, komitelerin kurulmasından ve aile içi şiddetle ilgili konular için özel mahkemelerin kurulmasını şart koşuyor. Tasarı da, komite üyelerinin ve mahkeme personelinin belli bir cinsiyette olmasına şart koşmuyor.

Kadın savcı ve hakimler yok

İntisar Kerim bu maddelere ilişkin şunları söyledi:

“Söz konusu maddeler sorunludur. Esas sorun, hakimler erkek ve kadın hakimlerimizin olmamasıdır. Kadınlar dava açtığında, bir hakim veya polis önünde sorunlarını açık bir şekilde konuşmaktan çekiniyor. Bu nedenle kadınların komitelerde, mahkemelerde ve emniyette bulunmasını şarttır. Acilen bu kurumlara kadın görevlilerin atanması gerekiyor.”

IMG_7234

Çemçemal, 9 Eylül 2020 - Öldürülen iki kız kardeş defnedildi. Baba asıl şüpheli: Fotoğraf/ Soran Muhammad

 

Toplantıya katılanlardan biri olan doktor ve siyasi aktivist Muhammed Nesreddin Sedun, tasarının yeterince güçlü olmadığına ve şiddetin azaltılmasında bir etkisi olmayacağı görüşünde olduğunu belirterek, sözlerine şunları ekledi: 

"Tasarının yarısı idari talimat ve ihtiyacımız olmayan yeni görevlendirme ve pozisyonların oluşturulmasından oluşuyor; uygulanabilecek gerçek bir yasaya ihtiyacımız var. Ailelerin gelirini güvence altına alabilen, dul ve boşanmış kadınların maaşlarını güvence altına alabilen bir yasaya, iş fırsatları yaratacak ve dilenciliği azaltacak daha önemli yasalara ihtiyacımız var."

Sedun, “Aileyi koruyan bir yasa istiyoruz. Yasalar aile içi şiddeti koruyabilir” diye konuştu.

Irak Parlamentosu Üyesi Yusra Receb'e göre, tasarının parlamentoda tartışma yaratarak, anlaşmazlık ve gerginlik yaşanması bekleniyor.

Erkekleri aşağıladığını ve babalık rolünü hiçe sayıldığını iddia eden birçok kişi var

Yusra Receb, şu ifadeleri kullandı:

"Tasarı henüz parlamentoda görüşülmedi, ancak bazılarının şimdiden şiddetle karşı olduğunu görüyoruz. Pek çok kişi, erkekleri küçük düşürdüğünü ve babalık rolünü azalttığını iddia ediyor ve İslam'ın ilkelerine aykırı olduğunu söylüyor.

Tasarıya sadece dindarlar değil, Laiklerin de karşı olduğunu görüyoruz. Laikler de tam bir ataerkil zihniyete sahip olduklarını görüyoruz. Onlarda dindarlar gibi düşünüyor. Ayrıca bazı kadınlar da tasarıya karşı çıkıyor.”

Avukat ve Vian Kadın Derneği Başkanı Aheng Enwar de, KirkukNow'a şunları söyledi:

"Tasarıya mezhep, din ve cinsiyet temelinde güçlü bir muhalefet olduğunu görüyoruz. Aralarında bazı kadın aktivistler de bile var. Bu şaşırtıcıdır. Toplumumuzdaki kadınların bir kısmı aile içinde haklarının ve görevlerinin ne olduğunu bilmiyor; ataerkil zihniyet hakimdir, bu yüzden tasarıyı reddediyorlar."

  • FB
  • Instagram
  • Twitter
  • YT