Koranavirüsün ortaya çıkmasıyla göçmen kamplarında, uygulanan karantina aile içi şiddeti artırdı.
Koranavirüsünün ortaya çıkmasıyla kampta yaşamını sürdüren Sarah, kamptaki zor şartların yanı sıra eşinin karantina nedeniyle çadırda sürekli kalması da her anlarının tartışma ve şiddetle geçmesine neden oluyor.
KirkukNow’a konuşan Dohuk’ta bir göçmen kampında yerinden edilmiş ve rumuz isim kullanan Sara, “Kocam bana kaba davranırdı, evde işsiz ve parasız kalması onu kötü etkiliyor. O da büyük baskı altındaydı” dedi.
Kocasının karantina nedeniyle işe gitmemesinin bedelini ödeyen Sara, "Evde karantina ve sokağa çıkma yasağı dönemi benim için zor ve acı vericiydi. Çünkü kocam o zamanlar bana kötü davranırdı" diye konuştu.
Kocasından alınması gereken ihtiyaçları dillendirince, aralarında tartışma yaşanıyordu. Sara’nın kocası, bu ihtiyaçları alacak kadar parası olmadığı için Sara’ya öfkeleniyor, bağırıp, çağırıyordu.
“Kocam ne zaman evde kalsa ve işe gitmese, o gün mutlaka aramızda bir tartışma yaşanıyordu” diyen Sara, önceki aylarda maruz kaldığı şiddet nedeniyle kocasına karşı herhangi bir şikayette de bulunmadı.
Sara, "Baskılara ve sorunlara sonsuza kadar dayanamam. Koşulların kötüye gideceğini fark ettiğimde ilgili makamlara şikayet edeceğim” dedi.
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve aktivistlere göre, karantina döneminde aile içi şiddet vakalarında artış yaşandı. Söz konusu vakalarda şikayetlerin yapılmaması resmi olarak kesin sonuçlar vermiyor.
KirkukNow’a konuşan kadın ve çocuk hakları alanında çalışan avukat ve aktivist Suzan Xudeda Xelef, “Kişisel gözlemlerime göre yerinden edilmişler arasında aile içi şiddet oranları şubat ayından bu yana arttı. İki katına çıktığını ve çoğunun dayak vakası olduğunu söyleyebilirim” dedi.
Koronavirüsü salgını riskini ortadan kaldırmaya yönelik önleyici tedbirlerin bir parçası olarak, Irak ve Kürdistan Bölgesel Hükümeti, geçen mart ayından bu yana sokağa çıkma yasakları ve karantina kararını hayata geçirdi.
Göçmenler arasında aile içi şiddet oranları iki katına çıktı
Suzan Xelef, "Yerinden edilenlerin çoğu günlük ücret karşılığında çalışıyor. Bu işlerinin aksaması da evdeki taleplerin karşılanmaması anlamına geliyor. Böylelikle en basit konuda tartışmaya ve şiddet kullanmaya ulaşıyor” dedi.
Yerinden edilenlerin çoğu en az 6 yıldır kamplarda yaşıyor. Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin verilerine göre, 700 binden fazla göçmen henüz bölgelerine dönemedi.
Rumuz isim kullanan Şewbo ise,"Kocamın erkek kardeşleri beni dövüyor ve çoğu zaman hakarete maruz kalıyorum. İçinde bulunduğum durum çok kötü ve ne yapacağımı bilemiyorum” diyerek, kocasının 2 yıl önce Irak'tan Avrupa'ya göç etmesi nedeniyle, iki çocuğuyla kayınvalidesinin evine yerleşmek zorunda kaldığını söyledi.
Şewbo, içinde bulunduğu şartları şöyle nitelendirdi:
“Şu ana kadar dini nikah dışında resmi nikahımız yok. Bu yüzden çocuklarım hala Irak vatandaşı değil ve tüm vatandaşlık hizmetinden mahrumlar ve okula dahi gidemiyorlar. Çocuklarımın resmi evraklarını çıkartmak için resmi makamlara başvurdum yardım edecekleri sözü verdiler. Maruz kaldığım şiddet hakkında da şikayette bulunamam, tek yapabileceğim kocamın geri dönmesini beklemek.”
Irak İçişleri Bakanlığı istatistiklerine göre, bu yılın ilk 6 ayında 5 binden fazla aile içi şiddet vakası yaşandı ve bunların çoğu evde karantina döneminde meydana geldi.
Dohuk'ta Kadına ve Aile İçi Şiddetle Mücadele Daire Başkanı Aram Muhammed, “İlk 6 ayda yerinden edilenlerin şikayetleri de dâhil olmak üzere 975 şikayet aldık, ancak bunlar halen bir sonuca varılmadı”dedi.
Kampların içinde Şiddetle Mücadele Şubesi bulunmasına rağmen şiddete maruz kalanların büyük çoğunluğu şikayette bulunmadı.
Bu konuda ise Aram Muhammed, “Aile içi şiddet vakaları oldu, ancak karantina sürecinde yüksek bir orana ulaşmadı. Karantina sırasında görevlendirme olmasa da aile içinde ilişkilerinin genel olarak iyi olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Muhammed’in bu sözleri ise Koranavirüsü sürecinde tüm dünyada artan aile içi şiddet vakalarıyla ters düşüyor.
Birleşmiş Milletler (BM) bu yılın nisan ayında yaptığı açıklamada, Irak'ta toplumsal cinsiyete dayalı şiddet suçlarının artmasıyla ilgili endişelerini dile getirmiş ve bunun "tehlike" olarak nitelendirdiği düzeye ulaştığını duyurmuştu.
Maruz kaldığım şiddet ile ilgili şikayette bulunmadım
DAC Kalkınma Örgütü Müdürü Suzan Sefer İsmail, KirkukNow'a yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"Ocak 2020'den Ağustos'a kadar yasal ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyan 312 kadın vakası aldık. Bunların 179'u sadece Duhok'tan ve aile içi şiddet vakası. Aile içi şiddete maruz kalan herhangi bir kadın için avukat tutuyoruz ve mahkeme masraflarını karşılıyoruz. Yani onlara destek sağlıyoruz ve sorunları çözülene kadar yanlarındayız.”
Kürdistan Bölgesi'nde aile içi şiddete karşı bir yasa bulunuyor. Irak Parlamentosu’nda da benzer bir yasa tasarısı çıkarma çabaları var.
Aile içi şiddete karşı yasa tasarısı, hükümeti, ev içi şiddet mağdurlarını korumak ve barındırmak için Bağdat'ta ve diğer valiliklerde bir dizi kadın sığınma evleri açılmasını ve şiddet faillerine ceza, etkilenenlere tazminat ve mağdurları koruma sağlıyor.