Kerkük'teki bazı Hristiyanlar dinlerini özgürce yaşayabildikleri ve törenler yapabildikleri için mutlular. Ancak önemli bir kısmı yerel yönetimde adil bir şekilde temsil edilmedikleri görüşündeler.
Kerkük’te ana bileşenlerinden birini oluşturan Hristiyanların birçoğu, dışlanmaktan şikayet ederken, çoğu zaman bunlardan bahsedilmediğini belirtiyorlar. Kürtler, Araplar ve Türkmenlerin aksine vilayetin yerel yönetimde yeterli bir role de sahip değiller.
Kerküklü Hristiyan aktivist Xelil İbrahim, kentin sahip olduğu dini özgürlüğü takdir ettiğini belirterek, sözlerine şunları ekledi:
“Baas rejiminin 2003 yılında devrilmesinden bu yana, dini törenlerimize ve etkinliklerimize herhangi bir kısıtlama getirildiğini hissetmedik; dinimizi uygulamakta özgürüz. Ancak yeterli haklara sahip de değiliz. Sadece sözde sahibiz. Çünkü yeterli gücümüz yok...”
Hristiyanlar’dan söz edilmiyor
Edinilen bilgiye göre kentte “Kerkük Karayolları ve Köprüler Dairesi” dışında başka bir mevki de Hristiyan müdür bulunmuyor.
Xelil İbrahim, “Yaklaşık 20 yıldır Kerkük, 4 etnik köken ve dinin şehri olarak anılıyor, ancak şu anda bizden bahsedilmiyor. Sadece Kürtler, Araplar ve Türkmenler’den bahsediliyor”dedi.
Kerkük’te Hristiyan nüfusuna dair kesin bir veri bulunmuyor.
KirkukNow’a konuşan Başpiskopos Yusıf Toma, özellikle 2003'ten sonra Hristiyan cemaatinden çok sayıda insan bölgeden göç etti.
Yusıf Toma, “Uluslararası kuruluşların istatistiklerine göre, Irak'taki Hristiyanların oranı 2003'te 1 bucuk milyondan, 500 bine düştü. O zamandan beri, özellikle Kerkük'te başka bir Hristiyan göçü dalgası yaşandı” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler'in (BM) 2017 istatistiklerine göre, Irak'taki Hristiyan sayısı yaklaşık 200 bin ila 300 bin oranında düştü.
Başpiskopos Toma’ya göre, Kerkük’te önemli olan ibadet özgürlüğü, tören ve dini etkinliklerin Hristiyanlara sunulmasıdır.
Kerkük Kiliseleri Derneği'nden daha önce aldığımız bilgilere göre, Kerkük'teki toplam 12 kiliseden yalnızca birinin ibadete açık olduğu, bunların 7’sinin 2003'ten sonra patlatıldı.
Celal Talabani’nin önerisi siyasi destek görmedi
Tartışmalı bölgelerden olan Kerkük, 2003 yılından sonra eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani tarafından önerilen projede, yerel idari makamlar, üç bölgeyi şart koşarak eyalet, farklı bileşenler arasında dağıtılacaktı. Bileşenler, “Kürtler, Araplar ve Türkmenler” her biri görevlerin yüzde 32'sini,kalan yüzde 4'ü Hristiyan azınlığa ayrılacaktı.
Öneri siyasi desteğe sahip olmadığı için hiçbir zaman uygulanmadı, ancak yine de bazıları tarafından farklı bileşenler arasında bir güç dengesini sağlamak için bir çözüm olarak görüldü.
Mevcut durumda Hristiyan kotasından; yerel yönetim dairesinde bir müdürlük, idari işler için vali yardımcısı ve bir vali danışmanı atanmıştır.
IŞİD savaşı ve silahlı gruplar tarafından gerçekleşen saldırılar, ülkedeki krizi daha çok içinden çıkılmaz hale getirdi.
Başpiskopos Toma, “IŞİD savaşı ve terörizm dahil olmak üzere gerilimler ve savaşlar, ülkedeki dengeleri daha çok bozdu” diyerek, ifadelerine şunları ekledi:
“Dini tören ve olayların yanı sıra, Müslüman, Hristiyan veya Ezidiler olsun, şehirdeki komşularımızın ve yurttaşlarımızın acısını ve açlığını hissetmemiz bizim için gerekli. Aç komşuma yardım etmiyorum. Hizmette her birimiz üzerine düşeni yapıyoruz.”
Irak Bakanlar Kurulu, son 2 yılda Kerkük'te yönetimde bileşenler arasında dengenin sağlanması için birkaç komite kurdu. Ancak bu komitelerin Kerkük'ü dönüşümlü yaptığı ziyaretlere rağmen, herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
Irak tüm tarafların arenası haline geldi
Yusıf Toma, “Baas rejiminin devrilmesinden bu yana, Irak'ın her yerinde resmi kurumlarda yer elde etme yarışı başladı. Irak, tüm tarafların pastada pay almak isteyenlerin arenası haline geldi. Ancak bizim için önemli olan, mevkileri elinde tutanların etnik kökeni veya dini değil, insanlara kimin hizmet ettiğidir” dedi.
Hristiyanlık, Irak Anayasası’nda İslam'dan sonra ikinci büyük din olarak kabul ediliyor. Ülkedeki çoğu Hristiyan tarafından da Süryanice konuşuluyor.
Kerkük'teki Kutsal Aile Kilisesi'nin Papazı İmad Ferec Puls, ise şunları söyledi:
"IŞİD her şeyi değiştirdi. Dilimiz ve kültürümüz tehdit altına girdi ve kaybolmalarını önlemek için ciddi çalışmalar yapılmalı."