Irak Anayasası’nın 140. Maddenin Uygulanması Komisyonu Diyala Sorumlusu Adnan Mensur, Şengal anlaşmasına benzer bir siyasi anlaşmanın Diyala’nın Hanekin ilçesi ve diğer tartışmalı bölgelerde imzalanması çağrısında bulundu.
Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve Parlamentosu'na sunduğu önerinin KirkukNow’a anlatan Adnan Mansur, Irak Anayasası’nın 140. maddesinin uygulanması konusunda Erbil ile Bağdat arasında görüşmelerin yeniden başlaması ve bu amaçla özel bir komite kurulması ile örtüştüğünü söyledi.
Adnan Mensur, “Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve Parlamentosu'na hitaben yazılan resmi bir mektupla, Kürdistan Bölgesi Yönetimi ile federal hükümet arasında imzalanan anlaşmaya benzer bir anlaşmayı Hanekin ve diğer tartışmalı bölgelerde yapılmasını önerdim. Bunlar arasında Celawla, Mendali, Seediye ve Qeretepe’de yer alıyor” dedi.
Irak hükümeti ile Kürdistan Bölgesi Hükümeti, Şengal’de güven ve istikrarın yeniden sağlanması için yeni bir yönetim kurma konusunda 9 Ekim’de anlaşma imzaladı.
Anlaşmada, ilçedeki tüm tabakaların oyuyla yeni bir idari yönetim oluşturulmasının yanı sıra iç güvenlik güçlerinde 2 bin 500 kişinin (bini mevcut Şengal halkından, bin 500’ü kamplarda olan göçmenlerden) istihdam edilerek ilçede güvenliğin güçlendirilmesi yer alıyor. Bu güç içerisindeki görev dağılımı adil bir şekilde ve kamplarda yaşayan göçmenlerin katılımı kayda alınacak.
Erbil-Bağdat arasında yapılan anlaşmada, ilçedeki tüm tabakaların oyuyla yeni bir idari yönetim oluşturulacak. Ayrıca, kurulacak meclisin onayı olmadan hiçbir karar alınamayacak.
“Bölgenin silahlı saldırılardan ve radikal gruplardan koruma görevinin yanı sıra Hanekin’e yeni bir kaymakamın atanmasının ve bölge halkından bin kişilik yerel bir gücün oluşturulmasını da talep ettim” diyen Adnan Mensur, sözlerine şunları ekledi:
“Bu önerileri 140. maddeye alternatif siyasi bir çözüm olarak hazırladım, çünkü şu anda bu alanlardaki koşulları normalleştirmenin en iyi yolu olduğuna inanıyorum. Bu süreçten sonra 140. maddenin nüfus sayımı ve referandum dahil diğer aşamaları uygulanabilir.”
2005 yılında Irak Anayasası’ndaki 140. Madde oy çoğunluğuyla kabul edildi. "Tartışmalı bölgeler" olarak adlandırılan bu madde “normalizasyon, nüfus sayımı ve referandum” olmak üzere 3 süreçten oluşuyor. Bu maddenin 2007 yılında uygulanması gerekiyordu ancak farklı bileşenler arasında yaşanan uyuşmazlık nedeniyle yapılmadı.
Anayasanın 140. Maddenin uygulanması için belirlediği sürenin üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen, şimdiye kadar normalleşmenin ilk aşamasının küçük bir kısmı uygulanmış, ancak madde genel anlamda dondurulmadı.
-
Maddenin şu anda uygulanması Kürtlerin lehine değildir
Adnan Mensur, "140. maddenin mevcut şartlar ışığında ve 16 Ekim olaylarından sonra uygulanması Kürtlerin menfaatine değildir, çünkü Celawla, Sediyeh ve Mendeli bölgelerini kaybedecekler. Çünkü eskiden burada yaşayan Kürt ailelerinin çoğu yerlerinden edildi. 140. Maddenin mevcut şartlarda uygulanması Kürtlerin menfaatine değil. Aksine Kürtler için bir başarısızlık olacak ve şartların önceden normale dönmesi gerekiyor ve bu da Şengal anlaşması gibi bir anlaşmayla mümkündür” dedi.
Adnan Mensur, tartışmalı alanlarda güç sahibi oldukları bir dönemde Kürt partilerini kendi aralarındaki iç çatışmalarla girişmelerini eleştirerek, "Bölgedeki kötü yönetim deneyimini o bölgelere aktardılar” diye konuştu.
"Bir diğer sorun ise, tartışmalı bölgelerde yaşayanlarla ikinci sınıf vatandaş olarak muhatap olmalarıdır. Örneğin; bu bölgelerdeki öğrenciler bölgedeki enstitülere ve üniversitelere kabul edilmiyor” diyen Adnan Mensur, sözlerine şunları ekledi:
“Kürtlerin Irak anayasasında bir maddenin varlığını kabul etmeleri ‘hatadır.’ Tarihsel kökleri, nüfus yüzdesi, kültürü ve gelenekleri açısından bir toprağın Kürt olması ve Kürdistan topraklarının bir parçası olması kabul edilemez. Daha sonra anayasal bir maddeyle bu konuda şüpheler uyandırmaya gelir, yani bu, Kürt liderliğinin işlediği tarihi bir hataydı, çünkü bu alanlar hakkında şüpheler yarattı ve hatta Birleşmiş Milletler için de bu şüphe oluşturdu.”
Kürt liderliği 140. Maddeyi uygulamak için ciddi bir şekilde çalışmadı
Adnan Mensur'a göre, "Başlangıçta, Kürt liderliği 140. Maddeyi uygulamak için ciddi bir şekilde çalışmadı, bunu yapmış olsalardı, madde zamanında uygulanacaktı. Maddenin 2007 sonuna kadar uygulanamaması üzerine Irak Federal Mahkemesi'ne dava açmaları gerekiyordu. Diğer hata, Kürt yönetiminin Birleşmiş Milletler elçisi Staffan de Mistura'nın 140. Maddenin ertelenmesi ve uygulama süresinin uzatılması önerisini onaylamasıydı."