Türkiye'den Telafer'e dönen yüzlerce Türkmen’den biri olan Nurhat Ali, “Hayatın tüm alanında yararlanabiliriz…2014-2018 yıllarında yaşadığımız tüm acılara rağmen, sürekli olumlu yönünden hayata bakmaya çalışıyorum. Çünkü o dönemlerin de göz ardı edilemeyecek parlak yönleri vardı!”dedi.
KirkukNow’a konuşan 29 yaşındaki Nurhat Ali,“Göç yıllarında, gerek Irak gerekse yurtdışına gidenler, girdikleri toplumların üzerilerinde etkileri oldu. Bu nedenle bu topluluklarla karışmanın ve tecrübelerini öğreneceğinizden hiç şüphe yok. Bölgemiz IŞİD’den kurtulduktan sonra döndüğümüzde de edindiğimiz tecrübeleri uygulamaya başladık” diye konuştu.
Nurhat ve ailesi, Telafer’den Türkiye’ye göç ettiklerinde de, kaldıkları süre içinde Türkçe’yi öğrendi.
Telafer, Haziran 2014'te IŞİD'in kontrolüne geçti ve yaklaşık 225 bin kişilik nüfusunun büyük bir kısmı merkez ve güney kentlerine, Kürdistan Bölgesi’ne, Kerkük ve Türkiye'ye kaçmak zorunda kaldı.
Yeni kültürler hakkında bilgi edinin
KirkukNow’a konuşan 36 yaşındaki Ahmed Badr ise, şunları söyledi:
“Göçmen hayatı diğer kültür ve toplumları tanımaya katkı sağladı. Çünkü Ezidi dinine mensup insanlar hakkında kişisel olarak hiçbir şey bilmiyordum, ancak Necef'den önce Şengal'e göçümüz sırasında bir ay boyunca onlarla birlikte yaşadığımda, farklı dinden algılamayan, aksine barışçıl, hoşgörülü bir kesim buldum. Bize yardım elini uzattılar. Acımızı hafifletmek için hiçbir yardımdan kaçınmadılar.
Göç etmek zorunda kaldığımızda, Ezidi biri bir dükkanın duvar dibinde bize rastladı. Bizi görünce gözyaşlarını tutamadı. Bize evine kadar eşlik etmemiz için ısrar etti. Haklarında bilgi sahibi olmadığımız Necefliler’de aynı şekilde, evlerinin kapılarını açıp bizi tüm sevgileriyle kucakladılar.”
Göçmen olmadan önce çalışmayan 32 yaşındaki Basım Gazi’de, sebze satarak, 5 kişilik ailesinin geçimini zar zor bakabiliyordu. Erbil’e göç ettikten sonra ise Erbil'de yeni beceriler öğrendi ve kazandığı parayla araba aldı.
Birlik ve şiddetten uzaklaşma çağrısı
KirkukNow'a konuşan 54 yaşındaki Şehab Nebil,“Göçün acı bir tecrübesi oluyor. Tüm acılara rağmen topraklarımıza tutunmayı ve birlik olmamız gerektiğini öğretti. Böylece çıkarlarını elde etmek için bizi parçalara ayırmaya çalışanların hedefi olmayacağız”ifadelerini kullandı.
5 yıl Kerkük'te göç hayatını yaşayan Nebil, 2019'un sonunda Telafer'e döndü, “Bilinçli ve dürüst kşiler birlik çağrısında bulunduklarında kimse onlara kulak vermiyordu. Ancak balta kafalarına düştükten sonra anladılar. Herkes bu süreçte çok açık dersler aldı. Telafer’de ilişkiler 2003 öncesine döndü” ded.
Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığı, son iki ayda Kerbela, Bağdat, Kerkük ve Ninova’daki kampları kapatarak, kamplarda bulunan Telaferli göçmenleri bölgelerine gönderildiğini duyurdu.
Yeni beceriler ve meslek kazandı
Enver Kazım (27), yaşadıklarını şöyle dile getirdi:
"Ortaokuldan beri Hukuk Fakültesi'ne okumak istiyordum. Ancak rüzgarlar bazen gemilerin istemeyeceği şekilde esiyor. Zor maddi koşullar, özellikle terör ve mezhepsel saldırılar nedeniyle Musul Üniversitesi’nde okuyamadım. Diwaniye’ye taşındığımda da akşam üniversitesinde hukuk bölümünde mezun oldum. O dönemde gündüz çalışıyor, akşam da üniversiteye gidiyordum.”
Kazım gülümseyerek, "Tavan yapmayı, ikincil duvarlara ve tavanlara plastik paneller yerleştirmeyi öğrendim. Göç hayatı kişisel ve mesleki yeteneklerimin gelişmesine katkıda bulundu. Bugün Telafer'in her yerine yayılan balıklardan tutmayı öğrendim. Eskiden gaz satıcılarının sesleri başımızı şişirirdi. Şimdi ise güzel müzikler çalarak, sokakları geçiyorlar. Bunların hepsi her birimiz göç hayatından öğrendikleridir” dedi.
Göç ve Göçmenler Bakanlığı verilerine göre, Kerbela'daki kamplardan, Bağdat'taki Nehrawani kampından ve Erbil’deki Hesen Şam U2 ve U3 kamplarından onlarca göçmen aile, “güvenli gönüllü dönüş programı” kapsamında Telafer'e geri döndü.
Verilerde, 18 bin 500 aile resmi olarak Göç ve Göçmenler Dairesi’ne geri dönüşlerine dair kayıt yaptığı 24 bin ailenin de kayıt yapması beklendiği belirtildi.