Celewla’da 16 yaşındaki Luqa Habib adlı genç kız, Sevgililer Günü’nde evlerinin arka bahçesinde erkek arkadaşıyla konuştuğunu gören ağabeyi tarafından 3 kurşunla yaşamını yitirdi.
Olay, 13 Şubat saat 20.30 sıralarında Celawla ilçesine bağlı Umm Hana Köyünde meydana geldi.
Luqa’nın ailesi, defin öncesi kızları için özellikle otopside bekâret muayenesi yapılmasını talep ediyor. Amaçları ise olayı töre ve aşiret kültürüne bağlayıp cinayetin üstünü kapatmaktır.
KirkukNow’a konuşan Luqa’nın köyde yaşayan akrabası Salih Muhammed,“Şeyh Habib'in ailesi dün gece kızlarını öldürdü...Dün gece kızla birlikte görülen genç adam birkaç kez Luqa ile evlenmek için ailesinden istedi. Ancak Luqa’nın ağabeyi ve babası buna itiraz etti”dedi.
Edinilen bilgiye göre, genç kıza ağabeyleri ve babası, kuzenlerinden biriyle evlendirmek için baskı yaptığı, Loqa’nın ise kabul etmeyerek, sevgilisiyle evlenmek istediğini söyler.
İkisi birbirini sevdi, kız sadece onunla evlenmek istedi
Sorunun aşiretlerin uzlaşması çözülmesinden yana olanlardan biri olan Salih Muhammed, “İkisi birbirini sevdi, kız sadece onunla evlenmek istedi...Dün gece kızın evinin arka bahçesinde buluştular ve kardeşi bunu gördü ve onları vurdu, kız birkaç kez vuruldu ve olay yerinde yaşamını yitirdi” diye konuştu.
Loqa’nın ağabeyi ve babası, olay günü genci kelepçeledi, ancak aynı gece saat 22.00’da serbest bıraktılar.
Salih Muhammed, gencin serbest bırakılmasıyla ilgili herhangi bir bilgi vermedi.
Baba ve erkek kardeş, olay gecesi saat 22:30'a kadar kurbanın defnedilmesine izin vermedi. Celawla Hastanesi'ne kızın cesedini alarak oradan Diyala’ya bağlı Bequba’ya bekaret muayenesi için nakletti.
Salih Muhammed, "Bekaretinin bozulmadığına dair adli tıp raporu aldık. Onun bakire olduğuna dair dünyanın ve Allah’ın şahitliğiyle, bölge şeyhimizin ve köy halkına bu konuda bilgi verdim” ifadelerini kullandı.
Ümmü Hana Köyü, Hanekin ilçesine bağlı Celewla beldesine bağlıdır. Köyde, birbirleriyle akraba olan 500 aile bulunuyor. Söz konusu bölgede, şeyh ve aşiret reisleri sosyal sorunlara ilişkin karar veriri ve bu kararlar mahkeme kararlarının üstünde kabul görüyor.
Celewla, Irak Anayasası tartışmalı bölgeler arasında yer alıyor. Celewla’da Arap, Kürt ve Türkmenler yaşıyor.
Celawla polisi bugün (14 Şubat’ta) kızın sevgilisi ve ağabeyini tutukladı.
Ailesi onunla kuzenlerinden biriyle evlenmek istedi
KirkukNow’a konuşan güvenlik güçlerinden isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak,"Yaptığımız soruşturmalara göre genç adam ve genç kadın aşıktı ama evlilikleri bazı engellerle karşılaştı. En büyük engel kızın babası ve ağabey idi. Ailesi onu kuzenlerinden biriyle evlendirmek istiyormuş. Genç adam birkaç kez kızın ailesinden istedi ve görüşmeyi sürdürdü. Dün gece görüşerek birlikte konuştular. Kızın 17 yaşındaki erkek kardeşi onları gördü ve kız kardeşine üç kurşun sıkarak, yaşamına son verdi” ifadelerini kullandı.
Kaynak, bölgedeki şeyhlerin, aşiretlerin uzlaşma yolundaki sorunu sona erdirmek için yoğun çabaları olduğunu doğrulayarak, “Bu bölgenin şeyhlerinin büyük etkisi var ve insanlar onları dinliyor”dedi.
Salih Muhammed, aşiret uzlaşmasını sonuçlandırma çabalarında, “Kızın ailesi namus meselesiyle ilgili olduğu için dava açmadı ve bu davaları mahkemeye götürmüyorlar. Yasa tarafından cezalandırılsalar bile kendileri için bağlayıcılığı yok. Sorunu aşiret uzlaşması yoluyla ve bölge şeyhlerinin huzurunda çözme çabaları var" diye devam etti.
Loqa’nın naaşı, bugün saat 13: 30'da babasının onayını aldıktan sonra tören yapılmadan defnedildi.
Diyala'daki çeşitli yerel kuruluşlardan elde edilen resmi olmayan istatistiklere göre, 2020 yılında Celewla’da "namus davaları" dahil 120'den fazla kadına yönelik şiddet vakası kaydedildi.
Hanekin'de kadın hakları aktivisti olan Emal Fuad, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Aşiret uzlaşması ile örtbas edilen, utanç bahanesiyle kadınların ve kızların öldürülmesiyle ilgili birçok vaka var. Kadınlar her zaman mağdur oluyor.Aşiretler ise kendi aralarında anlaşıyor.
Bu adaletsiz bir çözüm, daha çok kadınlara karşı uygulanan başka bir şiddeti temsil etmektedir...Bu davalarda kanun belirleyici faktör olmalı ve failler hukuki cezalarını almalı, karar şeyhler ve aşiret liderleri tarafından verilmemelidir.”