Duhok’un Şehan ilçesindeki Şehan kampındaki göçmenler, kampta temiz içme suyunun olmadığından şikayet ederek, suyu “acı ve tuzlu” olarak nitelendirdi. Yerel yetkililer ise su kalitesinin standartlara uygun olduğunu ve tek sorunun tadı olduğunu iddia ediyor.
Şehan kampındaki göçmenler, kampta sağlıklı içme suyundan mahrum olurken, bazı aileler çözüm olarak yaklaşık 100 dolar tutarındaki su filtresini alarak, sorunlarını çözmeye çalışıyor.
Kamptaki diğer göçmenler ise 7 yıldır şikayetçi oldukları bu suyu içmek zorunda kalıyor.
Yetkililer ise suyun acımsı tadının dışında herhangi bir sorun olmadığını savunuyor.
Su içilmiyor ve bazen içinde toprak ve çamur oluyor
KirkukNow’a konuşan kamp sakinlerinden Salim Halep, “Bu su içilmiyor çünkü tadı kötüdür. Ayrıca, bazen içinde toprak ve çamur çıkıyor”dedi.
Şehan’ın Gıruzer nahiyesinden olan Helef, birkaç test ve denemenin ardından hepsinin boşuna olduğunu belirterek, “Suyun, su filtrasyon sistemi ile süzülmesi işe yaramayacak” dedi.
Uluslararası standartlara göre, suyun kokusu ve rengi yoktur, kampta sunulan suyun kalitesi kötüdür ve bu da sakinleri şüpheye düşürür.
Maddi imkansızlıklarına rağmen Halef, sekiz çocuğuna içme suyu sağlamak için bir su filtreleme makinesi için 125 bin (85 dolar) Irak dinarı ödedi.
Halef, "Bu suyu kullanıyorduk ama bazı insanların hastalandığını duyduk ve ağabeyim böbreklerinde taşların sudan kaynaklanmış olabileceğini söyledi, ben de şu ana kadar 2 filtre satın aldım" diyor.
Kamplar için su kaynağı, kamp sakinlerine bir hat ağına bağlı bir depolama tankına pompalanan iki sondaj kuyusudur.
Musul'un 120 batısında yer alan Şehan ve Şengal ilçeleri, yarım milyondan fazla Ezidi etnik-dini azınlığa ev sahipliği yapıyor. Şengal, Bağdat ile Erbil arasındaki tartışmalı bölgelerden biri olarak kabul görüyor.
Ezidiler ayrıca Başika ve Duhok’ta da yaşıyor.
IŞİD tarafından Ağustos 2014'te ele geçirilen Şengal, bir trajediye sahne oldu; katliam, tecavüz, kaçırma ve köleleştirmeyle dolu bir soykırım kampanyası ve hayatta kalan topluluk, daha güvenli olan Kürdistan Bölgesi’ndeki göçmen kamplarına yerleşti.
Kamp sakinlerinden Mahir Haci Hıdır, göçmenlere yardım sağlayan bir STK olan ACF için çalışıyordu.
Hıdır, 2015 yılında STK'nın sorunu çözmeye karar verdiğini, böylece depolama tanklarını değiştirdiklerini ve dağıtım ağını yenilediklerini hatırlatıyor. Ayrıca normal su sağlamak için restore edilen suya standart miktarda klorür ekliyorlardı ama bu soruna son veremedi.
Mahir Haci Hıdır, “Biz bu suyu yemek pişirmek ve içmek için kullanmıyoruz, sadece yıkamak için kullanıyoruz. İçme ve yemek pişirmek için başka bölgelerden bidonlarla içme suyu alıyoruz.”
Hıdır, tüm yerel yetkililerin sorunu somut bir çözüm olmadan ele alacaklarına söz verdiğini, “Burada hastalandım. Böbrek taşım var ve doktorlar asıl sebebin kirli su olduğunu söylüyorlar”dedi.
Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı'na bağlı Kriz Koordinasyon Merkezi'nin verilerine göre, Şehan kampında 3 bin 145 kişiden oluşan 627 aile, yaşıyor.
“Su normal ama biraz acı”
Tüm göçmen kamplarını denetleyen ortak merkezin medya sorumlusu Karwan Zeki, göçmenlerin şikayetleri üzerine su için yaptıkları testlerin ve bazı STK'larla yapılan takipte sağlık standartları açısından “suyun acımsı tadının dışında normal olduğunu öğrendiğini” söyleyerek, sorunun 2014'ten beri var olduğunu dile getirdi.
Zeki, “Başlangıçta iki su kuyusu açıldı. Şikayetlerin ardından kampta bir kuyu daha açıldı. Testlerin ardından sonuçlar normaldi."
Duhok Sağlık Müdürlüğü, farklı zamanlarda çeşitli testler yaptı. Testlerde, "Sağlık standartları açısından hiçbir sorunun olmadığı, kontrolleri dışında kalan bölgenin doğası gereği suyun acı” olduğu kaydedildi.
400 aile, 45 ila 125 bin dinara mal olan su filtreleme sistemi kurdu.
Kampta kalanların çoğu, 2014 yılında IŞİD'e karşı savaşta evleri yıkıldığı için memleketlerine dönemeyen Ninova vilayetinden Ezidiler. Yaşadıkları vahşet, suyun acılığına ve tuzluluğuna dayanmalarını sağladı.
Duhok, Süleymaniye ve Erbil illerindeki 25 kampta yaklaşık 670 bin yerinden edilmiş kişi yaşıyor.
Kamp sakinlerinden Kasım Hasan Murad, kamp sakinleri için filtreleme sistemi kurduğunu belirterek, "Filtreleme sistemi olmadan suyun tuzluluk oranı yüksek olduğu için tadı istenmeyen ve içilmez hale geliyor, bu yüzden sistem onu ılımlı hale getiriyor" ifadelerini kullandı.
Hasan, şu ana kadar 100 kadar yoksul ailenin filtreleme sistemi için para ödeyemediğini ve sağlanan suyu kamu şebekesi üzerinden kullanamadığını söylüyor. Sorun devam ederse, yardım STK'larına veya yerel yetkililere bu ailelere de sağlamalarını önerir.
Irak Göçmen Bürosu Müdürü İskender Muhammed Emin, konu hakkında hiçbir fikirleri olmadığını ve "Takipimizi yapacağız ve bir çözüm bulmaya çalışacağız” diyor.
Emin, kamp yönetimine resmi olarak bir komite oluşturmaları ve bunun için bir bütçe ayırmaları için hitap etmesi çağrısında bulundu.
Resmi verilere göre, IŞİD’le savaş döneminde, örgüt mensubu çoğunluğu kadın ve çocuk 6 bin 417 Ezidi'yi ele geçirdiğini ve bunların yaklaşık 3 bini hala kayıp olduğunu gösteriyor. 80'den fazla toplu mezar ve onlarca bireysel mezar bulundu ve şimdiye kadar küçük bir kısmı çıkarıldı.
Savaşın yıktığı bölge yeniden inşa edilmediğinden, güvenlik, istikrar, zayıf altyapı ve yetersiz iş olanakları, savunmasız topluluğun eve dönmesini zorlaştırıyor.