Litvanya'da hapishane benzeri bir kampta mahsur kalan Ezidi Vinüs Hasan ve kız kardeşinin iki seçeneği var; Ya Irak'a geri dönecek ya da o kampta açlıktan ölecek. Yaşadığı korkunç duruma rağmen, Vinüs kurtuluş için üçüncü bir yol arıyor.
29 yaşındaki Ezidi bir kadın olan Vinüs ve kız kardeşi en az 300 Iraklı göçmenler Litvanya polisi tarafından tutuklanarak bir kampa yerleştirildi. Bu göçmenler yetersiz yiyecek ve giyecekle zor koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.
Vinüs, Ninova’nın Şengal ilçesinde yaşıyordu ancak IŞİD’in Şengal’e saldırısının ardından yerlerinden edilen kız kardeşiyle birlikte yedi yıldır Duhok'taki Esien kampında yaşıyor.
Vinüs'ün ebeveynleri ve erkek kardeşlerinden biri, IŞİD'in ortaya çıkmasıyla Almanya'ya göç etti. Ancak Vinüs ve kız kardeşi ailelerinden ayrıldı ve yerinden edilenler için Esien kampında yalnız yaşamak zorunda kaldı.
Bu yılın haziran ayında iki kız kardeş Irak'tan ayrılmaya karar verdiklerini söyleyen Vinüs,“Kamptaki hayattan bıktık, yapacak işimiz yoktu, yerinden edilenlere ulaşan yardım çok azdı ve çok hüsrana uğradık….Çalıştım. Bir süre bir organizasyonla anlaştık ve biraz para kazandık, bu yüzden göç etmeye karar verdik” diyor.
Avrupa'ya ulaşmanın yolları hakkında "bilgi sahibi bazı kişileri" araştırdıktan sonra 30 Mayıs'ta Belarus'a oradan da Litvanya'ya ve oradan da diğer Avrupa ülkelerine gitmeye karar verdiler.
Vinüs, "Önce Bağdat'a gittik, iki gün sonra uçakla Belarus'a geldik, orada üç gün kaldık ve 5 Haziran'da Litvanya sınırına bir araçla gittik...Yoğun bir ormanın içinden yürüyerek Litvanya'ya gittik. Polis bizi köylerden birinin yakınında tutukladı. Bizimle birlikte bazı Iraklılar da vardı” diye konuştu.
KirkukNow ile telefonda görüşen Vinüs, "Polis bizi altı saatten fazla sorguya çekti, ardından bizi bir okul binasına yerleştirdi" dedi.
İki ayı aşkın süredir kampta çok acı çektiklerini dile getiren Vinüs, “Bize günde az miktarda yiyecek veriyorlar, bu da açlığımızı gidermeye yetmiyor. Ayrıca yemeklerin tadı bizim için kötü ve alışılmadık. On gün boyunca cep telefonlarımıza el koydular ve bunun sonucunda ailelerimize ulaşamadık” ifadelerini kullandı.
Vinüs, bu kamptaki toplam 300 mülteciden 50'si kadın ve çocuk olmak üzere 80'inin Ezidi olduğunu, geri kalanların çoğunun Iraklı olduğunu, ancak bunların Arap ve bir dizi Çeçen mülteci olduğunu söyledi.
Bu yılın ortasından itibaren Almanya, Hollanda ve diğer bazı Avrupa ülkelerine ulaşmak amacıyla Irak'tan Belarus ve Litvanya'ya yeni bir göç dalgası başladı, ancak çoğu Litvanya'da kampta tutuklandı.
Litvanya makamları bu mültecilerin geldikleri ülkelere geri dönmeleri için baskı yapıyor ve bu nedenle kamplarda onlara gerekli hizmetleri vermiyor.
Vinüs ve kız kardeşi şimdiye kadar 13 bin 600 dolar harcadılar ve Irak'a dönmemeye kararlılar ve diğer Avrupa ülkelerine ulaşmaktan çekinmiyor.
Ağustos 2014'te IŞİD militanları 6 bin 417 Ezidi'yi kaçırdı, Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin Kaçırılan Ezidileri Kurtarma Ofisi istatistiklerine göre, 2 bin 700'ünün akıbeti hala bilinmiyor.
Vinüs, "Birkaç gün önce Litvanyalı bir yetkili bizi ziyaret etti ve hepimizin ülkemize dönmesi gerektiğini söyledi...Irak'taki yetkililere bizi bu kamptan kurtarmaları için çağrıda bulunuyoruz" diyor.
Ayaz Şerif de (25) 23 Temmuz'da Litvanya'ya geldikten sonra bir kampta mahsur kalan genç bir Ezididir.
Ayaz'ın babası Şerif Halef, "Oğlum birkaç yıl önce okulu bıraktı, işi yoktu...Göçmenlerin kampındaki hayattan bıkmıştı, sık sık Irak'ta bir geleceğim olmadığını ve Avrupa'ya gideceğini söylerdi" diye ekledi.
Esien kampında yaşayan Şerif, "Oğlum birkaç arkadaşıyla Litvanya'ya geldi ve şimdi 300 kişiyle birlikte bir kampta mahsur kaldı” diyerek, oğlunun şu anki durumuyla ilgili olarak, "Kaldıkları yer rahatsız edici, yeterince yiyecek alamıyorlar...En kötüsü de akıbetleri bilinmiyor... Oğlum Hollanda'ya ya da Almanya'ya gitmek istiyor" sözlerini kullandı.
Ezidi aktivistler, çocuklarının hayatlarının güvence altına alınarak hayatlarının korunmasını ve Irak'taki bölgelerinin göçe zorlanmaması için yeniden inşa edilmesini talep ediyor.
Ezidi aktivist Halid Talo, “Ezidiler, Irak'taki yetkililerden çok rahatsız. Ezidilerin Irak'ta bir geleceği yok...Ezidi gençlerin sayısı her gün kampları terk ediyor ve ülke dışına göç ediyor."
Ancak Ezidilerin Mir Vekili Herman Mirza Bey, genç Ezidilerin kendilerini dolandıran kaçakçıların eline düştüğüne inanıyor ve Iraklı yetkililerin bu kaçakçıları tutuklayıp cezalandırmak için çalışmalarını talep ediyor.
Bazı kaçakçıların isimlerini ilgili mercilere verdim ki bir daha insanları kandırmalarına fırsat vermesinler ve gençlerimiz pahasına kendilerini zenginleştirsinler.
"Kaçakçılar göç yollarının güvenli olduğunu, buradan uçakla birkaç metre gideceklerini ve istedikleri ülkeye ulaşacaklarını iddia ediyorlar...Bazı kaçakçıların isimlerini ilgili makamlara verdim. Böylece bir daha insanları aldatmalarına ve gençlerimiz yoluyla zengin
Olmalarına izin vermesinler.
Elimde 70 Ezidi'nin Litvanya'da mahsur kaldığı, zor koşullarda yaşadığı ve kamptan ayrılmalarına izin verilmediği için tutsak gibi olduklarına dair bir istatistiğim var."
Özellikle 10 Ağustos'ta bir Irak Havayolları uçağının Belarus-Litvanya sınırından 250 Iraklı mülteciyi alıp Bağdat'a geri göndermesinden sonra, üçüncü yolun (istedikleri ülkeye ulaşmanın) Vinüs ve kız kardeşi için kolay olmadığı görülüyor.
Irak Hava Yolları'ndan yapılan açıklamada, Beyaz Rusya-Litvanya sınırında ölen 240 mülteci ve Iraklı bir gencin cesedinin 10 Ağustos Salı gecesi Bağdat Uluslararası Havalimanı'na geldiği belirtildi.