Kerkük İl Meclisi üyeleri için satın alınan lüks Chevrolet Tahoe marka araçlara ilişkin bütçe ve fatura detayları Kerkük Valiliği tarafından kamuoyuyla paylaşılmıyor.Araçların hangi bütçeden karşılandığı da belirsizliğini koruyor.
Bu durum, araçlardan mahrum bırakılan Boykot Cephesi üyeleri arasında öfkeye neden oldu.
İl Meclisi üyesi Ahmed Kerküki,toplamda 16 araç için yapılan sözleşmelerin maliyetinin 2 milyar 629 milyon Irak dinarı (yaklaşık 1.8 milyon dolar) olduğunu ve her bir aracın maliyetinin 164 milyon dinarı (100.000 dolardan fazla) bulduğunu açıkladı.Ancak şu ana kadar sadece 8 araç teslim edildi.
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) meclis üyesi Şohan Hasib, “Dokuz meclis üyesi hâlâ araç almadı” dedi.
KirkukNow tarafından elde edilen bilgilere göre, araç alamayan 9 üyeden 7’si muhalefet cephesinde,diğer ikisi ise araç almayı kendi isteğiyle reddeden üyeler.
Araçların eşit şekilde dağıtılmaması ve satın alma sürecine dair bilgilerin açıklanmaması, mecliste büyük bir bölünmeye neden oldu.
Araç hakkı mı, kamu kaynağı israfı mı?
İl Meclisi üyesi Perwin Fetih, “Araç almak normal ve devlet memuru olarak bizim hakkımız.Biz ilk değiliz,son da olmayacağız,” diyerek kamu çalışanlarının görevlerine uygun araç tahsisinin sıradan olduğunu savundu.
Fetih, bütçe detayları için valiliğe yönlendirme yaptı: “Ben muhasebe bölümündeyim,satın alma komitesinde değilim. Bu konu benim görev alanımın dışında.”
“Petrodolar bütçesi kullanıldı mı?” tartışması
Araç alımının, sosyal medyada dolaşan iddialara göre petrodolar bütçesiyle yapılmış olabileceği söylentileri, kamuoyunda tepkiye yol açtı. Bazı meclis üyeleri bu bütçenin detaylarını talep etti ancak cevap alamadı.

Vali Rebwar Taha, Ramazan Bayramı dolayısıyla 7 Nisan’da meclis üyelerini ziyaretinde yaptığı açıklamada, araçların bazı üyelere geç teslim edilmesinin firma kaynaklı olduğunu belirtti. Ayrıca araçların alımının devlet bütçesinden karşılandığını ve petrodolar bütçesiyle ilgisi olmadığını söyledi.
Yasal hak mı,usulsüzlük mü?
Irak Anayasası’nın 17. Maddesi, il meclis üyelerinin maaş, ödenek ve görev araçları gibi haklara sahip olduğunu belirtiyor. Ancak araçların nasıl alındığı ve neden bazı üyelere verilmediği konusundaki şeffaflık eksikliği eleştiriliyor.
Hazar Kakayî, hukukçu ve yerel yönetim gözlemcisi olarak konuyu şu sözlerle değerlendirdi:
“Daha önce dağıtılmış araçlar ne oldu? Yeniden araç alınması şart mı? Bu kamu kaynaklarının israfına ve yolsuzluğa yol açabilir.”
Araç dağıtımı boykotu kırmak için mi kullanılıyor?
Meclisteki 16 sandalyeden 7’si Kürt partilerinde (5 PUK, 2 KDP), 6’sı Araplarda, 2’si Türkmenlerde, 1’i ise Hristiyan bileşeninde bulunuyor.
Hasib ve bazı KDP üyeleri, araçların boykot eden üyeleri baskı altına almak için verilmediğini iddia etti. Şayet valilik bir hafta içinde gerekli bilgileri paylaşmazsa yasal işlem başlatacaklarını duyurdu.
Boykot cephesinde bulunan 7 meclis üyesi (2 KDP, 3 Arap İttifakı, 2 Türkmen Cephesi) yeni yerel yönetimin yasadışı olduğunu savunuyor ve Tahoe araçları almadılar.
Ahmed Kerküki, araçların petrodolar değil, Kerkük Gümrük gelirleriyle alındığını açıkladı. Ancak şirket adı ve fatura detayları hâlâ gizli tutuluyor.
Şeffaflık çağrısı
Kakayî, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun devreye girmesi gerektiğini belirtti:
“Kerkük’te yürütme, denetim ve yasama organları arasındaki görev karışıklığı ciddi sorunlara yol açıyor. Bu konuda şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlanmalıdır.”