Kimyasallarla kaplanmış ithal tohumların yaygınlaşması,Kürdistan Bölgesi'ndeki sağlık ve tarım uzmanlarını alarma geçirdi.
Genetiği değiştirilmiş bu ticari tohumlar,özellikle hamile kadınların üreme sağlığını tehdit ediyor;erken doğumlara ve fetal gelişim bozukluklarına neden olabiliyor.
Yerel çiftçilere ve uzmanlara göre, yeniden ekimi mümkün olmayan ve büyüyebilmek için kimyasal takviyeye ihtiyaç duyan bu tohumların bölgeye büyük miktarlarda ithal edilmesi,çevreye ve insan sağlığına dair ciddi endişeleri beraberinde getiriyor.
Süleymaniye iline bağlı Ağcılar nahiyesinin Goptapa köyünde,Küçük Zap Nehri kıyısında tarım yapan 28 yaşındaki Tuana Arif,babasıyla birlikte her yıl sebze ve meyve ekiyor.Eskiden tohumların yıllarca tekrar tekrar ekilebildiğini söyleyen Arif,“Artık tohumlar öyle bir şekilde üretiliyor ki, çoğu ya hiç büyümüyor ya da meyve vermiyor” dedi.
Kimyasal bağımlılık ve zayıf besin değeri
Çiftçilerin “ticari” olarak adlandırdığı bu ithal tohumlar, çoğunlukla genetiği değiştirilmiş ve kimyasal maddelerle işlenmiş ürünler. Elde edilen mahsuller, yerli tohumlardan farklı olarak tat, renk, büyüklük ve içerik açısından değişiklik gösteriyor.
“Örneğin çilek tohumu aldığımızda, sadece bir yıl ürün veriyor. Sonraki yıl yeniden tohum almak zorundayız. Kimyasal olmadan büyüyemiyorlar,” diyen Arif, bu tohumların zararlı olduğunu bilmelerine rağmen mecbur kaldıklarını da ekliyor: “Yoksa ürün alamıyoruz.”
Toprak biyolojisi alanında yüksek lisans yapmış ziraat mühendisi Omid Ahmed, bu tohumların kimyasal içeriğiyle birlikte insan sağlığına doğrudan zarar verdiğini vurguladı.
“Pestisitler ve genetik değişiklikler bitkilere nüfuz ediyor ve bu ürünler tüketildiğinde insan vücuduna karışıyor” diyen Ahmed, sözlerine şöyle devam etti:
“Bitkilerle doğrudan temas eden kişilerde etkiler çok daha belirgin.”
Ahmed, yerli tohumların bölgenin iklimine uyum sağladığını ve her yıl yeniden ekilebildiğini hatırlattı. Ancak şu anda kullanılan genetiği değiştirilmiş tohumlar hem pahalı hem de zararlı: “Ayrıca bir sonraki yıl yeniden ekilemedikleri için çiftçiyi sürekli alıma zorlayan bir sisteme dönüşüyor.”
Kürdistan Stratejik Bilimsel Araştırmalar Kurulu'ndan araştırmacı Şina Şerif, genetik olarak değiştirilmiş tohumların, doğal haline kıyasla besin değerinin büyük ölçüde azaldığını belirtti.
“Tat, renk veya büyüklük açısından iyileştirme yapılmak istendiğinde, bu değişiklik kimyasal kullanımını da zorunlu hale getiriyor,” diyen Şerif, bu tür ürünlerin temel vitamin ve mineraller açısından yetersiz kaldığını söyledi.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Sozan Celal ise, genetik değişimin tek başına sağlığa doğrudan zarar vermediğini, ancak tohumları kaplayan ve büyüme sürecinde kullanılan kimyasalların ciddi tehlikeler barındırdığını ifade etti.
“Bu maddeler erken doğumlara, hormonal bozukluklara, kısırlığa ve gecikmiş fetal gelişime neden olabilir.” diyen,Dr. Celal, hamile kadınlara bu tür kimyasallardan ve bunların kullanıldığı tarım alanlarından uzak durmaları çağrısında bulundu. “Kimyasallara maruz kalmak bazen fark edilmeyebilir ama özellikle hamilelik döneminde çok daha risklidir.”
Çevresel ve tarımsal bağımlılık
Uzmanlara göre, sağlık tehdidinin yanı sıra, ithal tohumlar geleneksel tarımın temel taşı olan yerel tohum çeşitliliğini tehdit ediyor. Tohumları her yıl yeniden almak zorunda kalan çiftçiler, aynı zamanda ithal gübre ve pestisitlere de bağımlı hale geliyor.
“Yerli tohumlarımızı kaybettiğimizde, sadece tarımı değil, gıdamız üzerindeki kontrolü ve sağlığımızı da kaybediyoruz” diyen Omid Ahmed, mevcut sistemin uzun vadede hem çiftçiye hem topluma zarar verdiğini sözlerine ekledi.